top of page

Küçük Adımların Zaferi

  • Yazarın fotoğrafı: Sürdür Gitsin
    Sürdür Gitsin
  • 13 Ara 2024
  • 3 dakikada okunur

Bir şeye ilk adımı atarken önünüzdeki en büyük engel nedir? Sizi bilmem ama benim en büyük problemim bu işin sonunu düşünmekle ilgili. Harika bir fikrim var ve onu gerçekleştirmek için gereken her şeye sahibim. Eminim zaman zaman hepimiz peşinden gitmeye değer fikirler üretiyoruz. Üretmekle kalmıyor planlıyoruz ancak bir yerde tıkanıyoruz. Sürdüremiyoruz. Sürdürülemiyor. Harika fikrimiz henüz düşünce aşamasından bile sağ çıkamıyor. Bunun kendimizce pek çok nedeni olabilir. Bütçe, kaynak, zaman, işgücü, politikalar, sosyolojik nedenler derken ucu bucağı olmayan bir liste oluşturabiliriz.


Peki bütün bunlar neden oluyor? Daha doğrusu neden olmuyor? Madem fikir o kadar harikaydı, madem bütün ayrıntıları düşünmüştük ve olasılıkları hesaplamıştık neden en azından başarısız olmakla kalmayı göze alıp hiç denemedik. Ben buna başlangıçta kaynakların iyi yönetilememesi diyorum. Kaynaklar öyle hor kullanılıyor ki asıl harekete geçeceğimiz noktaya geldiğimizde pilimiz bitmiş oluyor.


Hangi Kaynakları Yönetemiyoruz?


Para: Başlangıçta çok paraya ihtiyacımız olduğuna eminiz. Küçük başlangıçlar, bebek adımları bizi tatmin etmiyor. Ya hep ya hiç!


Zaman: Zamanımızı günlerce logonun sağ alt köşesinin hangi renk olacağına ayırabiliriz ama iş tedarikçiyle görüşmeye geldiğinde buna gönüllü bile olmayabiliriz. Zamanımız çok değerli, yazı fontuna karar vermek için. Yazıyı yazacak bir alanın olup olmadığı ise sanıyoruz ki fark etmiyor.


Ruh: Bütün ruhumuzu bu işe verdik. Yeri geldi rüyalarımızda bu işi gördük yeri geldi sırf bu iş için gecelerce gözümüze uyku girmedi. Heyecan verici bir işimiz var! Oysa henüz bir iş yok, işin fikri var, Fikri yatırımla gerçeği karıştırıyoruz. Nihayetinde ise gerçeklik duvarına bile toslamadan hayal dünyasında tatmin olmuş girişimciler olarak bu serüveni yılgınlıkla tamamlıyoruz.


Peki Ya Böyle Olmasaydı?


Eğer her şey planladığımız gibi devam ederse kesinlikle başarılı olur muyuz? O zaman bu noktada kendimize şunu soralım: Her gün 300 sayfalık bir kitabı 10'ar sayfa okursak o kitabı bitirebilir miyiz? Elbette muhakkak o kitabı bitireceğiz lakin girişimcilik kitap okumaya benzemiyor dediğinizi duyar gibiyim. O zaman parametrelerimizi inceleyelim ve onları kendimiz için yönetilebilir kılalım.


Bir kitabın yazı karakteri, puntosu, konusu, teması, yazarı, yazarın hayatı, baskı kalitesi, çevirisi gibi pek çok unsuru vardır. Kitaptan bahsettiğimizde ise aklımıza bir anda onu var eden bütün unsurlar değil tekil olarak o kitabın kendisi geliyor. Bileşenlerini ayrı ayrı detaylıca düşünmüyoruz. Kitap; sayfaları olan okunan bir şey.


Konu Girişimciliğe Geldiğinde


İşe girişmek bana her zaman meselenin özü gibi gelmiştir. Bu, en basit haliyle kolları sıvamayı anlatır. Artık aksiyona geçmenin, bir şekilde hareket etmenin en basit halidir. İyi de nasıl? Zaten kafamızın içinde onlarca adım atmadık mı? Bunların hiçbir anlamı yok muydu? Yoksa hayat ya öyle ya böyle tercihlerimizi yaptığımız seçeneklerden ibaret değil mi?


Attığımız adımları somutlaştırarak başlayalım, kafamızın içinde evirip çevirerek değil. Yazalım ve kategorize edelim ki iş sadece ruhumuzda kalmasın. Bunu sadece başkaları için yapmıyoruz, her şeyden önce kendimiz için yapıyoruz. Kendi planımızı görmek, eleştirmek ve düzeltmek bizim için öğretici olduğu kadar geliştirici de olacak. Hangi kaynaklardan beslendik, neler planlıyoruz, hangi anlamlılığın inancıyla bu işe giriştik?


Elde Var...


Sahip olduklarımızın gerçekçi bir tablosuna ihtiyacımız var. Aslında şu benim tanıdık, ordan onu çözeriz, şurda şuraya gideriz... Belki de böyle yaparsak şurdan şuraya gidemeyiz! Üzerine iş planı yaptığınız olasılıklarla sözleşmeleriniz yoksa onlar üzerine garanti çıktılar varsaymak hiç sağlıklı olmayabilir.


Gerçekten neleriniz var? İhtimalleri yok saydığınızda geriye ne kalıyor? O gün yağmur yağmazsa tarlanızı sulayabileceğiniz suyunuz var mı? Yoksa da bu elbette mahvolduğunuz anlamına gelmiyor. Sağlıklı adımlar atabilmek için sahip olduklarımızın ve olmadıklarımızın muhasebesini iyi yapabilmemiz gerekiyor. Olmazsa olmaz ihtiyaçlarımız neler ve onları nasıl karşılayacağız? Yoksa yola çıkarken yolda öğrenme niyetiyle mi ilerliyoruz?


Fikir Havuzundaki İnciler


Herkesin hayata geçmeyi bekleyen enine boyuna düşünülmüş fikirleri vardır. Sıra onları işlemekte. Hazırlıklı ve dayanıklı olabilmek için ise belki de kendimizi idareli kullanmalıyız. Eğer varlığımıza dair her şeyi savurursak onu sıkıştırıp özünü ortaya çıkaracak şeyi bulamayabiliriz. Bizim konsantremiz ne? Bu da biraz keşifte...








 
 
 

Şimdi

Benim sürdürülebilirlik hikayem!

Bizden haberdar olun

Teşekkürler!

© 2024 by Sürdür Gitsin

bottom of page